Mitolojik Bitki ''Lahana''
Mitolojik hikayelerde yerini bulan lahana hakkında birkaç bilgi.
Lahana en eski zamanlardan beri yetiştirilen bir sebzedir. 4000 yıl öncesinde dahi yetiştirilmiş ve faydaları nedeniyle baş üstünde tutulmayı bırakın kimileri tarafından tapılmıştır dahi.Eski zamanlarda geçen, lahanaya yönelik, doğru ya da yanlış olduğu bilinmeyen pek çok ilgi çekici hikaye vardır. Örneğin eski Mısır’da lahanaya tapanlar vardı. Büyük saygılarını göstermek için lahanayı sofraya baş yemek olarak getirmişlerdir. Ayrıca İyonyalılar perilerin lahanaların saplarında gezdiklerine inandıkları için yemin ederken, yeminlerine kutsallık katmak için lahana üzerine yemin etmişlerdir.Çok eski bir bitki olduğu için ve çeşitli türlerinin varlığından dolayı botanistler lahananın ilk yetiştiği yer üzerinde fikir birliğine sahip değillerdir. Bunun yanı sıra lahananın kökeni hakkında mitolojik hikayelere rastlamak oldukça ilginçtir.
Romalılar her nekadar lahanaya tapmasalar da bir kutsallık atfetmişlerdir. Roma mitolojisindeki bir hikayeye göre; ''bütün tanrıların babası olan Jüpiter (Zeus) gaipten gelen birbirine zıt iki haberi çözümlemeye çalışırken o kadar çabalamış ki alnından toprağa ter damlaları dökülmüş ve topraktan lahana çıkmıştır. ''Roma mitolojisindeki bu hikayeye paralel bir hikaye de Yunan mitolojisinde vardır: ''Bir gün Prens Lycurgus Dionysus’un asma bahçelerini bozdu. Şarap ve eğlence tanrısı Dionysus, üzümlerine zarar verilmesine çok kızdı ve Lycurgus’ un getirilmesini emretti. Onu, bütün hayatını üzüm bağında çalışmakla cezalandırdı. Lycurgus özgürlüğünü yitirme acısıyla ağladıkça yere düşen göz yaşlarından lahanalar yetişmiştir.''
Böylece Lycurgus ve Dionysus’ un düşmanlığı lahana ile şarabın düşmanlığını temsil etmiştir. Yüzyıllar sonra bu mitolojik hikayelerin etkisiyle Romalılar ve Yunanlar lahananın zehirlenmelere iyi geldiğine inanmışlardır. Hem sağlık hem de yiyecek amaçlı bolca tüketmişlerdir.Lahana sadece zehirlenmelere karşı kullanılmamıştır. Söylenene göre Romalılar bir devirde 600 yıl boyunca hiç doktora görünmemişler, her hastalığı lahanayla iyileştirmişlerdir. Bu söylencenin doğruluğunu teyit zor olsa da M.Ö. 234 – 149 yıllarında yaşayan Romalı Cato, çok ucuz ve besleyici olduğu için kölelerine bol bol lahana ektirmiştir.
Lahanagillerin pek çok türü vardır. Hatta bazı bitkiler bu türden olmasa da lahana adını taşır. Örneğin Batı Hint Adaları’ nda lahana palmiyesi adında bir ağaç vardır. Bu ağacın kökü pişirilerek yenmektedir. Aynı ağaç Avustralya kıtasında da olmasına rağmen burada yerliler yapraklarını kurutarak şapka yapmaktadırlar. Lahanayla ilgili daha gerçekçi bir olaya göre; Antarktik dairesinde kaza yapan bir geminin yolcuları, ulaştıkları adada kayalar üzerinde yetişen lahanaları yiyerek açlıktan ölmemişler ve günler sonra kurtulabilmişlerdir.
Hakkında bu kadar hikaye anlattığımız lahana hakkında birkaç doğru bilgi vermezsek olmaz. Adeta protein ve vitamin deposu olan lahanada B, C, E vitaminleri bulunur. Vücutta bulunan zararlı maddeleri atmaya yardımcı olurken hücre yenilenmesini destekler. Bu yönüyle doğal bir toksin ilacıdır. Mide hastalıklarına iyi gelen lahana, sindirim kolaylığı sağlayarak bağırsakların daha sağlıklı çalışmasına katkıda bulunur. Romatizmal hastalıkların neden olduğu reaksiyonları iyileştirir. Vücudun doğal savunmasını güçlendirerek kanser ve diğer ciddi hastalıkların oluşmasını engeller. Ayrıca sağlıklı bir şekilde zayıflamak isteyen kişilerin de başvurabileceği oldukça faydalı bir bitkidir. Lahananın bütün faydaları bu yazdıklarımla sınırlı olmasa da değer ve önemini anlatmaya yetmiştir sanırım.
Share
Tepkin Ne?






