Bring it on Ghost (2016 Yapımı Güney Kore Dizisi)
Hayaletleri görüp onlara dokunabilen Park Bong-Pal ve hayalet Kim Hyun-Ji takım olup kötü ruhlarla mücadele ederler.
Dizinin İngilizce adları olan ''Bring it on, Ghost'' veya ''Let's Fight Ghost'' başlıklarını Türkçe' ye ''Hadi Bakalım Hayalet'' veya ''Hadi Dövüşelim Hayalet'' diye çevirebiliriz. Bir çeşit kavgaya, mücadeleye çağrı şeklinde.
Yapım Yılı: 2016
Bölüm Sayısı: 16
Ülke: Güney Kore
Oyuncular: Park Bong-Pal (Ok Taecyeon)
Kim Hyun-Ji (Kim So-Hyun)
Joo Hye-Sung (Kwon Yool)
Keşiş Myung-Chul (Kim Sang-Ho)
Dizinin Uyarlandığı Webcomic: Ssawooja Gwishina
Dizinin Türü: Korku, Dram, Romantik, Komedi
Yaş Sınırı: 16+ (16 yaşından küçükler izlemesin bu diziyi. Diziyi izlediğinizde hayaletlerden korkmasanız ve hatta eğlenerek izleseniz bile siz farkına varmadan bilinçaltınızı derinden etkileyebilecek sahneler içeriyor. Olumsuz etkisini açık bir şekilde görmezsiniz. Ama zamanla, ilerleyen yaşlarınızda karakteriniz ve davranışlarınızda olumsuz bir iz bırakma ihtimali çok yüksek. O yüzden, mesele sadece korkup korkmamak değil. Yaş sınırlarına uymaya özen gösterin.)
Oldukça eğlenceli ve akıcı bir dizi. İzlemenizi tavsiye ederim. Gerçi dizinin ana kötü karakterini izleyiciler olarak daha ilk bölümlerde gördüğümüz için kötü karakterin etrafında dönen bir gizem yok. Gelişecek olayları az çok tahmin edebilirsiniz. Ama buna rağmen olayların işlenişi diziyi izlenebilir kılıyor. Bazı sahneler ve diyaloglar yavaş olsa da dizinin asıl odak noktası korku ve gerilimden çok dram ve romantizm olduğu için anlaşılır bir durum.
Dizide bulunan pek çok küçük ama sevimli ses efektlerini de beğendim şahsen. Hayaletler hiç de fena değildi. Bazı sahnelerden gerçekten korktuğumu dahi söylebilirim. Hayalet sayısı azdı gerçi. Dizideki olayların içinde hayaletler var tabi ama günlük yaşamda orada burada pek çok hayalet daha görmek isterdim. Dizinin bütçesini zorlamamak için hayalet sayısını az tutmuş olabilirler. Ama şöyle bir düşününce bu fikri uygulamak hiç de zor olmazdı. Sokakta orada burada yürüyen biraz makyajlı ve hayaletvari giysili figuranlar yeterince iş görür. Veya kimsenin beklemediği bir sahnede bir köşede karanlıkta çömelmiş, yüzü elleri arasında gizli ve hafif hıçkırıklarla ağlayan bir figür de ürpertici olabilir.
Dizinin sonu açık ve hatta ikinci bir sezona işaret eder şekilde bitirildi. Ama aradan uzun zaman geçtiği halde ikinci bir sezon duyurulmadığı için (en azından ben duymadım) yeni bir sezon ihtimali düşük.
ÖZET
Park Bong Pal sıradan bir üniversite öğrencisidir. Tek başına yaşayan, deslerinde oldukça başarılı ama pek sosyal olmayan, sürekli yalnız takılan bir öğrenci. Yine bir sabah uyanır. Uykulu halde banyoya gider ve dişlerini fırçalamaya başlar. Tam o sırada bir şey fark eder. Yarı açık banyo kapısının diğer tarafından süzülüp geçen bir hayalet. Tamam, kabul ediyorum. Hiç de sıradan biri değil. Hemen kafasını çevirip hiçbir şey görmemiş gibi davranır. Ama maalesef, hayalet tarafından fark edilir. Önünde bir varlığın enerjisini hissettiğinde hiç istemeyerek kafasını yavaşça önüne çevirir. İşte tam o sırada önünde kendisine ilgiyle bakan kadın hayaleti fark eder. Kendisini görüp göremediğini soran hayaleti yine görmezden gelmeye çalışır ama hayaletin kurnaz hamlesi karşısında çaresiz kalır ve görebildiğini ifşa eder. Kendisini görebilen bir insan bulan hayalet ağzını açıp bütün kötülüğü ile Bong Pal' i yutmak üzeredir. Bu durumdan kaçış olmadığını anlayan Bong Pal, hayaletin ağız kokusundan da sinirlenerek tokadı patlatır hayaletin suratına. Tokadın etkisiyle yere yığılan hayalet neye uğradığını anlamaz bir süre. Çenesindeki acının da etkisiyle aslında hiç bulaşmaması gerektiği birine bulaştığını fark eder. Kaybolup gitmesini ve bir daha da evine gelmemesini söyleyen Bong Pal' e karşı hayalet, bütün saygısıyla iyi günler dileyerek kaybolup gider. Evet, aslında hiç de sıradan olmayan bir üniversite öğrencisi Bong Pal hayaletleri görüp onlara dokunabilmektedir.
Daha çocuk yaşta hayaletleri görebilmeye başlayan Bong Pal için bu bir yetenekten çok lanettir adeta. Hayaletleri görebilmeye başladıktan kısa süre sonra annesi gözleri önünde trafik kazasında ölür. Babası ise o olaydan sonra Bong Pal ile yeterince ilgilenmez ve ondan uzakta yaşar. Ara sıra mektup ve harçlık gönderir sadece. Yalnız, küçük bir çocuk olarak başka hiç kimsenin göremediği birbirinden korkunç hayaletleri görebildiğinizi, kimsenin size inanmayıp dışlamasının sizde nasıl bir trajik etki bırakabileceğini düşünün. Aslında ona inanan biri vardır. Hayaletleri görmeye başladığından beri tanıdığı, bir nevi aile dostu olan keşiş. Bu keşiş Bong Pal' in içinde bulunduğu zor durumdan olabildiğince az hasarla çıkması için elinden geleni yapar. Çok para toplarsa (miktarını hatırlamıyorum şu anda) gözlerini ameliyat ederek hayaletleri görebilme yeteneğinden kurtulabileceğini de söyler. Ayrıca hayaletlerden uzak durması, onları görmezden gelmesi için de sık sık uyarır. Büyüyüp üniversiteye geçen Bong Pal, ameliyatla normal bir insana dönebileceği umuduyla gizli bir şekilde hayalet kovma işleri alır ve para biriktirmeye başlar.
Yine bir gün bir hayalet kovma işi alır. ''Help Me'' adlı istek sahibi kapatılan bir kız lisesinde görülen hayaletten kurtulmasını ister ve karşılığında yüklüce bir para teklif eder. Lise kapısına geldiğinde istek sahibini etrafta göremez. Belki okul binasında bekliyordur diye düşünerek içeri girmeye karar verir. Gece vakti gizlice lise binasına giren Bong Pal, karanlık okul binasında hayaleti ararken öğretmenler odasında bir kız fark eder. Elindeki dosyaları inceleyen lise üniformalı bir kızdır bu. Kendisini izleyen birinin varlığını fark eden kız bir anda Bong Pal' in arkasında belirir. Aradığı hayaletin bu olduğunu anlayan Bong Pal hemen hayaleti kovmak, öteki dünyaya göndermek için kavgaya başlar. Kız bir şeyler anlatmaya çalışsa da Bong Pal dinlemez. Ama sonuçta hayaletten güzel bir dayak yer ve aşağılanmış bir şekilde geri çekilmek zorunda kalır. Bir sonraki gece, intikamını almak ve hayalet kovma işini tamamlayıp parasını kazanabilmek için tekrar okula döner. Bu sefer elinde aile dostu keşişin ayinlerinde kullandığı geleneksel silah da vardır. Morali bozuk olan kadın hayalet, geçen gece dövüp gönderdiği adamın geri geldiğini görür. Adamı kum torbası niyetiyle kullanıp biraz stres atmak niyetindedir. İkili tekrar kavgaya başlar.
Kadın hayaletin adı Kim Hyun-Ji' dir. Hyun Ji, ölümünün ardından öteki dünyaya gidemeyip dünyada sıkışıp kalmıştır. Ayrıca hafızasını da kaybettiği için ölüm nedeni de dahil hiçbir şey hatırlamaz. Üzerinde bulunan lise üniformasının verdiği ipucuyla birlikte kim olduğunu ve neden bu dünyada sıkışıp kaldığını öğrenebilmek için liseleri gezip öğrenci listelerinde kendini aramaktadır. Ama onca çabasına rağmen henüz bir ilerleme kaydedemez. Yine bir lisede kendi öğrenci kaydını ararken o liseyi mesken tutmuş bir hayalet olduğunu fark eder. Kendisi de hayalet olduğu halde dehşet verici ve korkunç bu hayaletle yüzleşmek istemez ve internette bulduğu bir hayalet kovucuya o lisedeki hayaleti kovması için teklifde bulunur. Hiç parası olmadığı halde, hayalet kovucuyu ikna edebilmek için, yüklü bir miktar para da teklif eder. Aynı gece okula gelen bir adamın bir şey anlatmaya çalışsa da kendisini dinlemeyişine ve kendisine saldırmasına sinirlenir ve adamı bir güzel benzetir. Hyun-Ji, bir sonraki gece de aynı okulda okul kayıtlarını kontrol etmeye devam etmektedir. Henüz kendi kimliğine dair bir ipucu bulamayışına canı sıkılan Hyun-Ji, geçen gece dövüp gönderdiği adamın geri geldiğini görür. Adamı kum torbası niyetiyle kullanıp biraz stres atmak niyetindedir. İkili tekrar kavgaya başlar. Bir süre mücadele ettikten sonra kazara merdivenden yuvarlanırlar ve yanlışlıkla dudakları birbirine değer. Tam o sırada Hyun-Ji şiddetli baş ağrısıyla birlikte bir şeyler hatırlamaya başladığını fark eder.
İkili şaşkınlık içinde ayrılıp kendilerine çeki düzen verirler. Bir anda koridor boyunca dehşete düşmüş iki kişinin bağırarak kendilerine doğru koştuklarını görürler. Çığlık çığlığa kaçan bu ikili, lisede görüldüğü iddia edilen hayaleti kameraya kaydetmek niyetiyle gece vakti gizlice içeri giren iki üniversite öğrencisidir. Arkalarından ise ürkütücü bir hayalet onları kovalamaktadır. Bir anda ortaya çıkan korkutucu hayaletten ve ikilinin dehşetinden etkilenen Bong-Pal ve Hyun-Ji' de korkup kaçmaya çalışır. Bong-Pal hayalet kovucu olarak hayaletlerle uğraşsa bile bu güne kadar kovduğu hayaletler aslında oldukça zayıftır. Bong-Pal, ikili ile birlikte asansöre binip okul binasından çıkar. O hengamede diğer üçü kadar korkan Hyun-Ji diğerlerinden ayrılıp bir köşede saklanır. Okul binasından çıkan Bong-Pal bir an tereddütte kalır ve arkasına bakar. Bir hayalet de olsa az önce dövüştüğü kadın hayaleti diğer korkunç hayaletle arkada bıraktığını fark eder. Kendisine hayalet kovma işini o kadın hayaletin teklif ettiğini ve diğer hayaletten en az kendisi kadar korktuğunu artık bilen Bong-Pal ani bir kararla geri döner. Korkunç hayalet Hyun-Ji' ye saldırırken yetişir ve onu kurtarır. İkili birlik olup korkunç hayaleti alt ederler ve öteki tarafa gönderirler.
Az önceki kazara öpücüğü ve öpücük nedeniyle bir şeyler hatırlamaya başladığını düşünen Hyun-Ji, Bong-Pal' i takip etmeye başlar. Eğer bir kez daha öperse anılarını kazanabileceği umuduyla. Bong-Pal ise bir hayaletle içli dışlı olma niyetinde değildir. Hyun-Ji' nin Bong-Pal' e telefon üzerinden vadettiği hayalet kovma ücreti de hala ödenmiş değildir. Hayalet olarak hiç parası olmayan Hyun-Ji borcunu ödemek için Bong-Pal ile birlikte hayalet kovma işlerini kabul etmeye başlar. Bir insan ve bir hayalet takım olup hayaletler ile insanlar arasındaki sorunları çözmeye başlarlar. Bazen kaba kuvvet kullanarak bazen de dünyada sıkışıp kalmış hayaletlerin pişmanlıklarını gidererek. Böylece ikili zamanla yakınlaşır. Etraflarında dolaşan büyük kötülüğün farkında olmasalar da birbirlerini desteklemek niyetindedirler.
SONUÇ
Buraya kadar verdiğim özet dizinin ilk bölümlerinde geçen bazı olaylar. Dizi boyunca yaşanan diğer olaylara yer vermiyorum. Diziyi izlemeye karar verirseniz eğlencenizi daha fazla bölmemek için.
Dizinin baş kötü karakterini pek sevmediğimi söyleyeyim. Kötü olduğu için sevmemem normal olan tabi. Ama aslında hiç olmadığı halde başkalarına kendini iyi karakterli olarak göstermesi sinirime dokundu sanırım. Yakışıklı olup parası ve iyi bir kariyeri de olduğu için pek çok kişinin, pek tanımadıkları bu adamı hemen iyi biri olarak görüp kabullenmeleri bende adaletsizlik hissi de oluşturmuş olabilir. Kıskançlık olduğunu düşünmüyorum bu hissin. Sonuçta dizinin izleyicisi olarak, dizi karakterlerinin bilmediği şeyleri, o karakterin asıl yüzünü biliyorum. Evet evet, insanların ön yargıları nedeniyle duyduğum adaletsizlik hissi olsa bu gerek. Günümüz insan ilişkilerinde de çoğu zaman durum böyle değil mi? Karşımızdaki insanın dış görünüşüne göre hemen ön yargımızla onu yargılayıp ya el üstünde tutuyor ya da yerin dibine gömüyoruz. Ön yargının kötü bir şey olduğunu söylemiyorum. İnsana pek çok faydası da var. Ön yargılarımız, hızlı yargılarımız, günlük hayatımızı çok kolaylaştırıyor ve çoğu zaman da bizi koruyan bir özelliğimiz. Ama insan yapısının, karakterinin bir parçası olan bu özelliğin bilincinde olup bu ön yargılarımızı aktif olarak denetlememiz gerektiğini düşünüyorum.
Diziden çıkardığım bir diğer sonuç da; insanlar olarak içimizdeki kötülük eğiliminin de farkında olmamız gerektiği. İçimizde tutmaya devam ettiğimiz öfke, kin, nefret bizi kötülüğün sınırlarında gezdirir. Bir kötülüğü normal şartlar altında hiç yapmayacağımız halde içimizde tutmaya devam ettiğimiz kin ve nefret bir gün tetiklenip kendini dışarı vurabilir ve davranışlarımızı kontrol altına alabilir. Mantıklı düşünemediğimiz kısacık bir anda kendimizi artık geri dönüşü olmayan bir kötülüğün faili olarak bulabiliriz. Kötülük ve iyilik çizgisinin her zaman net olmayacağının, siyah ile beyaz arasında grinin binlerce tonunun olduğunun farkındayım. Ama atılmaması gereken o son bir adım da vardır. Bu yüzden; kin ve nefretimiz nedeniyle, aslında bir parçası olmak istemeyeceğimiz bir kötülüğün, bir suçun yakınlarında gezmektense, o suçu işleme potansiyelini içimizde taşımaktansa en iyisi o bölgeden olabildiğince uzaklaşmaktır. Hukuk düzeninde kişi henüz teşebbüs dahi etmediği bir suç için cezalandırılmaz. Bunun tespitini yapmak da mümkün değildir. Burada önemli olan akıl ve vicdan sahibi olan biz insanların kendimizi daha iyi tanımaya çalışması ve kendi ahlaki gelişimimizi sağlamaya çalışmamız. Ahlaki açıdan bulanık sularda yüzmektense kendimizi bilinçli olarak daha berrak sulara taşımalı ve içimizde neler olduğunu görebilmeliyiz. Öfke, kin, nefret ne kadar fazlaysa insanın aklı bulanır ve bir kötülük yapması da o kadar kolaylaşır.
Diziyi izledikten sonra hikayenin orjinali olan webcomic' i de okumak isteyebilirsiniz belki. İlk birkaç bölümüne baktım ve oldukça eğlenceli görünüyordu. Metnin orjinalinde de geçiyor mu bilmiyorum ama İngilizce çevirisinde çok fazla küfür ve hakaret olduğunu da söyleyeyim şimdiden. Daha düzgün bir dille oldukça eğlenceli bir okuma tecrübesi sunabilir.
Emrah Özer 25.08.2021
Tepkin Ne?